Türkiye`nin çeşitli bölgelerinde, çeşitli semtlerindeki işyerlerinde çalışıyoruz.
Belki farklı görüşlere inanıyor, farklı siyasi partileri destekliyoruz.
Ancak hepimizin ortak bir noktası var:
Yaşamak için çalışmak ve emek-gücümüzü sarfetmet zorundayız.
İster bürolarda, ister devlet işletmelerinde, ister özel şirketlerde, isterse belediyelerde, kooperatiflerde olsun, hayatımızı yalnızca ücretle kazanıyoruz.
Dertlerimiz aynı, sorunlarımız ortak Ötekileştirme istimiyoruz! Çünkü bizim için Yurt Çocuğu Kadeşlik demektir.
Çalışma koşullarının iyileştirilmesini istiyoruz!
Çünkü her yıl binlercemiz iş yerlerinde çeşitli sıkıntılara maruz kalıyor, onurlu ve adil çalışmak bizim en doğal hakkımızdır.
Çalışma sürelerinin kısaltılmasını istiyoruz!
Çünkü kendimize ve ailemize daha fazla zaman ayırmak, okumak, gezmek, eğlenmek bizim de hakkımız.
Biz, sürekli üretim içinde olan bir makina değil, insanız.
Sosyal haklar istiyoruz!
Çünkü yıllarca 8-5 mesai kavramını unutturdular, 8 saat yerine 10-14 saat çalıştırdılar, devlet memuru gibi çalışmak bizim en doğal hakkımızdır.
Kısacası Biz, Bütün çalışma ortamımızdaki zenginlikleri ve değerleri üretenler olarak, bu değerlerden, refah ve gelişmeden hakkımız olan payı istiyoruz
Peki alabiliyor muyuz?
Hayır!
Anayasa ve yasalardaki haklarımızı, toplu sözleşme haklarımızı kullanabiliyor muyuz?
Hayır!
Peki Ama Neden?
Çünkü önemli yanlışlar yapıyoruz
Peki yanlışlarımız neler?
Yasaların bizi koruyacağını sanıyoruz.
Yasalar yeterli deÄŸil.
Ayrıca, müdürler tarafından kolayca çiğneniyor.
Sorunlarımızın çözümünü `bizi düşündüğünü` söyleyen müdürler, `sendika da olsada bildiğimi okurum` diyen işverenlerden bekliyoruz.
Ya da tek başımıza hak aramaya kalkıyoruz.
Aynı koşullarda yaşıyor, birlikte çalışıyoruz.
Ama haklarımızı tek başımıza elde etmeye çalışıyoruz.
Başaramıyoruz.
Neden?
Çünkü Örgütlü Değiliz
İdarecilerin vakıfları, sendikaları, birlikleri ve siyasi partileri var.
Bizim kafamızı karıştıran, gerçekleri bizden gizleyen gazeteleri, radyoları ve televizyonları var.
Başımızdakiler hem ekonomiye hem de siyasete egemen.
Onlar güçlü Çünkü Onlar Örgütlü Bütün çalışmaları biz üretiyor,
Biz yaratıyoruz. Ama hakkımızı alamıyoruz.
Haklarımızı almak ve geliştirmek için güçlü olmamız gerek.
Güçlü olmanın yolu, en az onlar kadar örgütlü olmaktan geçer.
ÖRGÜTLENMEK, ortak çıkarlar temelinde, ortak hedefler için birleşmek demektir.
Yüzlerce, binlerce üye YENİLMEZ BİR GÜÇTÜR.