Günümüz Türkiye’ sinin en büyük toplumsal sorunlarından oluşan istismar, tecavüz, kadına yönelik şiddet, zorbalık gibi konular ve bunlar neticesinde meydana gelen travmalar toplumu oluşturan insan üzerinde olumsuz bir etki yaratmış ve yaratmaya da devam etmektedir.
İstismar, tecavüz, şiddet ve zorbalık gibi durumlara maruz kalmış kişiler travma yaşar. Kişi travma sonrası krizle baş edebilme becerisini gösteremez ise bunun sonucunda intihar, intihar teşebbüsü davranışlarını gösterebilir, kendisini toplumdan soyutlayabilir ve geri kalan hayatını suçluluk psikolojisi içerisinde geçirebilir. İstismar konusunun bir alt boyutu ise çocuk istismarıdır. Çocuklar kendisini korumakta güçlük çektiği için, doğru ya da yanlışı ayırt etmekte zorlandığı için, bazı durumlarda düşünme yetisini gerçekleştiremedikleri için yetişkinlere göre daha fazla istismara maruz kalmaktadırlar.
Cinsel istismara uğrayan çocuk ve ergenler genelde yaşadıklarını anlatmakta zorlanabilirler. Bunların başında yaşadığı olayı anlatmamasının sebeplerinden bir tanesi çocuğun olayı anlatabilecek ve ifade edebilecek uygun kelime ve cümleler kuramaması, bunun için yaşı küçük olmasıdır. Çocuk olayın gizli tutulması için tehdit edilmiş olabilir. Yaşanan bu olayda kendisini hatalı olarak görür ve bu olaydan kendisini sorumlu tutacağından ve cezalandırılmaktan korkabilir. Kimsenin kendilerine inanmayacaklarını düşünebilirler. Kendilerini suçlayabilirler, söylemekten çok utanıyor olabilirler. Sevdiklerinin problem yaşayacakları korkusu ile söylemeyebilirler.
Cinsel istismar çocukta psikolojik travmalara yol açabilir. Psikolojik travmanın şiddeti cinsel istismarın süresi, hangi sıklıkla yapıldığı, cinsel istismara maruz kalan çocuğun yaşı ile doğrudan bağlantılıdır. Cinsel istismarın çok erken yaşlarda başlaması ve sıklıkla devam etmesi travmanın şiddetini artırır.
Cinsel istismara maruz kalan çocuk ilk önce bu durumu inkar edebilir, utanç ve kirlenmişlik hissedebilir, duygusal çökkünlük yaşayabilir. Kendine saygısı düşer, güven kaybı, sevdiği şeylere karşı ilgi kaybı, kızgınlık, kontrol kaybı duygusu, çaresizlik, kaygı ve korku yaşayabilirler. Başkalarına güvenmeme eğiliminde olabilirler, kendilerini dış dünyaya kapatıp içine kapanabilir, aşırı bağımlı hale gelip birilerine fazlasıyla da bağlanabilirler.
Cinsel istismar konusunda bizlerin yapması gereken en önemli davranış çocuğumuza “Hayır” diyebilmeyi öğretmektir. Anne ve babaların en büyük görevi çocuğuna “Hayır” diyebilmeyi öğretmek bununla ilgili evde çocuğuyla uygun alıştırmalar yapmak olmalıdır. Diğer en önemli görev ise eğitimcilere düşmektedir. Özellikle okul öncesi ve ilköğretim çağında ki çocuklara “İyi Dokunuş” ve “Kötü Dokunuş” kavramlarını açıklamak ve bunları uygulamalı olarak göstermek, bu gibi olaylara maruz kaldıkları zaman nasıl ve kimden yardım alacakları konusunda bilgi vermek bizler için önemli bir görevdir. Selametle…
Ferhat YELOKU
Psikolojik Danışman